
"Korkma, sönmez bu şafaklarda yüzen al sancak;
Sönmeden yurdumun üstünde tüten en son ocak."
Bugün, milletimizin istiklal aşkını, bağımsızlık uğruna verdiği destansı mücadeleyi ve iman dolu göğsündeki sarsılmaz kararlılığı mısralara döken İstiklâl Marşı'nın kabulünün 104. yıl dönümünü idrak ediyoruz. 12 Mart 1921'de millî marş olarak kabul edilen bu eser, bir milletin küllerinden doğuşunun, esareti asla kabul etmeyecek ruhunun en güçlü ifadesidir.
Mehmet Akif Ersoy, İstiklâl Marşı'nı yazarken, cephelerde ölümüne savaşan Mehmetçik'in gözlerindeki inancı, anaların dualarındaki derin hissiyatı ve topyekûn bir milletin özgürlüğe olan inancını kalemiyle ebedileştirdi. O, bu marşı sadece bir yarışma için değil, milletinin yüreğinden kopan en güçlü ses olarak kaleme aldı.
İstiklâl Marşı, yalnızca bir şiir değil; bu topraklara kanını, canını vermiş bir milletin istiklal yemini, tarih boyunca asla sönmeyecek bir bağımsızlık ateşidir. Onun her dizesi, milletimizin ruhunu, karakterini ve vatan sevgisini geleceğe taşıyan birer bayraktır. Bugün bizlere düşen en önemli görev, Mehmet Akif'in vurguladığı inançla, çalışkanlıkla ve ahlakla hareket ederek, vatanımızı daha ileriye taşımak ve istiklâl ruhunu yaşatmaya devam etmektir. Mehmet Akif'in bizlere bıraktığı en büyük öğütlerden biri de çalışkan, vatanperver ve milli değerlerine bağlı bireyler olmaktır. Bu vatan, ecdadımızın kanlarıyla sulanan ve bizlere emanet edilen kutlu bir mirastır. Bu yüzden onun ideallerini yaşatarak bilimde, sanatta, sporda ve tüm alanlarda ülkemizi yüceltmek için azimle çalışmalıyız.
Bu duygu ve düşüncelerle, başta Gazi Mustafa Kemal Atatürk olmak üzere, bağımsızlık mücadelesinin kahramanlarını, aziz şehitlerimizi ve büyük mütefekkir Mehmet Akif Ersoy'u rahmet, minnet ve şükranla anıyorum. Ruhları şad, mekânları cennet olsun.
"Hakkıdır, Hakk'a tapan milletimin istiklâl!"
Sedat IŞIK
Beşiktaş İlçe Millî Eğitim Müdürü